Adet öncesi gerginlik sendromu; kadınların büyük bir kısmında hafif, orta ve şiddetli düzeyde görülen; bir çok belirtiyi kapsayan, adet dönemi dediğimiz 28 veya 30 günlük sürecin ikinci döneminde yani ikinci 14 günlük döneminde görülen ve adet kanının akmasıyla tamamen ortadan kaybolan bir semptomlar bütünüdür.
Adet öncesi gerginlik nedir?
Adet öncesi gerginlik sendromunun tanımında mutlaka olması gereken; bu sendromun bir tek adet döneminde değil, tekrarlayan adet dönemlerinde görülmesi yani hastalığın kronik bir hastalık olması, adet başlamasıyla bütün bu belirtilerin kaybolması ve bu belirtilerin adet döneminin ikinci döneminde görülmesi gerekir. Semptomların şiddeti hastadan hastaya değişmekte ve yine süresi de hastadan hastaya değişmektedir.
Adet Öncesi Gerginliğin Tanısı Nedir?
Premenstrual sendrom, halk arasında adet öncesi gerginlik sendromu olarak ta bilinir. Genellikle belirtileri adete bir hafta kala başlar, adet ile birlikte geriler. Kadınlarda bazı duygusal ve fiziksel semptomların bir arada görülmesiyle karakterizedir.
Bunlar daha çok aşırı huzursuzluk, gerginlik, sinirlilik, meme hassasiyetinde artış, şişkinlik, yeme alışkanlıklarının değişmesi, aşırı iştah artışı, gaza meyil, bulantı kusma gibi bazı belirtilerdir. Genelde bunların birçoğu birlikte görülür.
Adet öncesi gerginlik sendromunun tanımlanmış yaklaşık 300’ün üzerinde belirtisi vardır. Spesifik olarak, yani özgün olarak adet öncesi gerginlik sendromuna has semptomlar dediğimizde bunlardan iki tane önemli kardinal belirti vardır ki bunlar adet öncesi gerginlik sendromunun teşhisini koymamızda da yardımcı olan en önemli belirtilerdir.
Bunlardan ilki mod değişikliği dediğimiz yani duygu durum değişikliği, duygu durumda birtakım dalgalanmalar; bir diğeri ise fiziksel değişiklikler dediğimiz özellikle göğüslerdeki gerginlik, şişkinlik ve buna ilave olarak mide bağırsak sistemindeki şişkinlikler katılabilir.
Duygu durum değişikliklerinin içinde daha başka birtakım bilişsel problemler, otonomi dediğimiz kişinin kendisini yönetmesi ile ilgili bir takım sıkıntılar ortaya çıkabilmektedir. Buna eşlik eden depresyon belirtileri, ağır halsizlikler, yorgunluk, zevk alamama, Çinsel arzuda azalma bu belirtilerin yanında yer alır. Yine buna eşlik eden fiziksel belirtilerden su tutulumu, vücutta şişkinlik, ödem; yine psikolojik belirtiler içersinde tahammülsüzlük, az uyuma ve sıkıntı bunlara ilave edilebilir.
Ağrılı Adet Görenler Rahatlamak için Neler Yapabilir?
Bu basit bir dismenore ise, sekonder dismenore değilse altta yatan başka bir patalojik durum yoksa basit önlemler alarak bu ağrı ile başetmek mümkündür. İlk önce doktorunuzada danışarak ağrı kesici kullanabilirsiniz.
Toplum içersinde ağrı kesicilerin kısırlık yaptığı yada kanama miktarını azalttığı gibi yanlış bir inanış vardır. Evet ağrı kesiciler kanama miktarını azaltabilir ancak bu patalojik bir durum yaratmaz. Zaten bazı durumlarda ağrı kesiciler kanama miktarını azaltmak için de kullanılır. Ağrı kesici kullanmakta önemli nokta, ağrı kesiciyi şiddetli ağrı başlamadan önce kullanmaktır. Başlayan ağrıyı kesmek zordur fakat ağrının başlayacağını hisseder hissetmez ağrı kesici kullanırsanız daha düşük dozla daha fazla fayda görmüş olursunuz. Ne kadar sıklıkla kullanılmalı sorusunun cevabı ise eğer mevcut ağrı kesiciler midenize herhangi bir zarar vermiyorsa yada kullanmanızda başka bir problem yoksa dozajlarına ve tipine göre günde bir iki tane kullanılabilir.
Bunun haricinde yapabiliyorsanız yatak istirati yapmanız, cenin pozisyonunda bacaklarınızı kendinize doğru çekerek uzanmanız; karnınıza ılık kompresler, sıcak su torbaları veya sıcak havlu koymanız; kafein ve benzeri içecekleri mümkün olduğunca az tüketmek özellikle adet öncesinden başlayarak; yine adet öncesinden başlayarak tuzu minimalize etmek ve lifli gıdalardan zengin beslenmek daha az ağrılı adet görmenize yardımcı olacaktır.
Adet Öncesi Gerginliğin Tedavisi Nedir?
Premenstrual sendrom dediğimiz adet öncesi gerginlik sendromunun birebir bir tedavisi yoktur. Ancak bu durumdan sorumlu tutulan kandaki hormon düzeylerinin değişmesi olduğu için bu hormon düzeylerindeki dalgalanmaları baskılarsak bu belirtileri geriletebileceğimizi düşünüyoruz.
Bu amaçla da en çok bazı doğum kontrol hapları kullanılmaktadır. Ancak hiçbir yöntem bu belirtileri tamamen ortadan kaldırmaz. Ama en yaygın kullanılan tedavi şekli bazı doğum kontrol haplarıdır. Bu ilaç tedavisinin yanında bazı ufak tefek tedbirler, yeme alışkanlıklarının değiştirilmesi, bu süreçte aşırı tatlıya meylin frenlenip çikolata, kuru yemiş, aşırı kafein içeren gıdalardan uzak kalınması; daha çok bitki çayı, protein içeriği ağırlıklı beslenme rejiminin uygulanması bu belirtilerin hafifletilmesinde ve bu belirtilerle başa çıkmada bizi rahatlatan tedavi alternatifleridir.